NEO- LİBERAL ENTEL SÜLÜKLER
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
12 haziran’ da yapılacak Genel Milletvekili seçimlerine çok az zaman kaldı…13 Haziran’da hangi siyasi oluşum ülkeyi yönetecek belli olacak…
Bu yazımla gerek seçim sistemi ile ilgili olsun , gerekse siyasi partilerin iç tüzüklerinden ileri gelen aday belirlemedeki yapısından olsun herkesin kabul ettiği çağdaş demokrasilerde olmaması gereken antidemokratik bir seçim sonucu ile ülkeyi yönetecek siyaset hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Bu antidemokratik seçim anlayışı ile ülkemizin çağdaş ve uygar yönetime kavuşturulması mümkün değildir…
Çünkü : Bir taraftan toplumun her kesimini parlamento da temsil etmesine engel olan siyasi partilerin baraj sorunu, diğer taraftan siyasi partilerin iç tüzüklerinden kaynaklanan tepeden aday belirlemesiyle yaratılan toplumun siyasi gücünün lider sultasında olması…Her iki durumda antidemokratiktir…Bu antidemokratik anlayışla ülkedeki yönetimde halk iradesi sağlanamaz…Ve bu yönetim anlayışının adı Cumhuriyet olamaz.
Antidemokratik yönetim anlayışında ülke yönetimi de çağdışı anlayışların güdümünde olur…
Siyasi partilerimizde yaşanan toplum etiğinden uzak olumsuzluklar ; toplumu temsil edecek yöneticilerini halkın kendisinin seçip sorumluluk veremediğinden kaynaklanmaktadır
Siyasi parti liderlerinin halkın dışındaki erklerin referansı ile belirledikleri sözde entelektüel özde halkından kopuk entel sülük adaylarla gittikçe halktan kopan bu elit kişilerin siyasi partilere sahip olmasında etkin olmuş ve bu elit tabaka halk denetiminin imkansızlığı içinde siyasi güç haline gelmiş bunlara bulaşan küresel emperyalizmin sömürücü bireyci neo-liberal politik anlayışı bir virüs gibi siyasi partileri sarmıştır…Çoğu zaman partilerin üstlendiği toplumcu vizyon ve misyonu da bu politik anlayış yok ederek kendi çıkarları uğruna emperyalistlerle işbirliği içinde halkın irade gücünü yok ederek ülkeyi sömürge haline getirtmiştir…
Neo-liberal entel sülükler ikiye ayrılır: Bunlardan bir tanesi sınıf atlamış olanlardır…Diğeri de sınıf atlamadan kendi sınıfında olanlardır….
Ve ayrıca bu neo-liberal entel sülükler bulundukları siyasi partilerde kendilerini sol, sosyal demokrat sosyal adaletçi, ulusalcı, milliyetçi , yurtsever ve demokrat diye de tanımlarlar…
Sosyal devlet olgusunu savunduklarını iddia eden bazı liberal görüşlü sınıf atlamış milletvekili adayları özgeçmişleri ile birlikte siyasi görüşlerini internet sayfalarında belirtmekte oldukları halde … Halkımıza vaat ettikleri yürütecekleri politikaları ; sahip oldukları siyasi görüşleri ile aday oldukları siyasi görüşlerinden tamamen farklı siyasi partilerde nasıl başaramayacaklarını tahmin etmek o kadar zor olmasa gerek…
Bu gibi adayların bir çoğu dış ülkelerde genellikle ABD veya Avrupa Ülkelerinde en iyi Üniversitelerde eğitim almış ve büyük tekelci firmalarda görev almış, o firmalarda genel müdürlük gibi kariyer sahibi olmuş kişilikler…Ve de bu kişiliklerin bir çoğu da özgeçmişlerinde kırsaldan göç etmiş yoksul ailelerden geldikleri büyük kentlerin varoşlarında yaşam bulmuş, ailelerinin hamallık veya köfte satarak okuttukları eğitimlerini devlet bursları veya bir yerlerden sağladıkları burslarla dış ülkelerde yaptıkları ve böylece büyük bir trendle başarıdan başarıya koştukları vs gibi gibi…övünç içinde yazdıkları görülmektedir…
Ne güzel değil mi?...Bende bu gibi insanlarımızın başarılarını candan kutluyorum…
Ancak!...Hani babası oğluna adam olamazsın diyor ya …oğul vali oluyor…polislerini gönderiyor babasını makamına getiriyor…Hani baba adam olamazsın diyordun bak koca kentin valisi oldum…baba : oğlum diyor, oğlum , sen vali olamazsın demedim ,vali de olursun Başbakanda olursun hatta Cumhurbaşkanı da olursun ama adam olamazsın dedim …yine de diyorum adam olamazsın ve de olamamışsın…oğul neden baba …sen adam olsaydın beni makamına polisinle getirtmezdin diyor baba ….Kısadan hisse…
Bu sınıf atlayan neo-liberal entel sülükler emperyalist –kapitalist ülkelerde bile çoktan iflas etmiş liberalizmle yoksul ülkelerinde sosyal devleti sağlayacaklarına ve bu yönde mücadele edeceklerine halkımızı inandırmaya ve halkımızı kandırmaya çalışıyorlar… Onların sosyal devlet olarak anladıkları komprador kapitalistlerin tekelci firmalarıdır…
Bu adaylar liberal siyasi düşüncede oldukları halde neden kendi çizgilerindeki partilerde mücadele etmiyorlar da sosyal demokrasi saflarında yer almaları milletvekili olabilmek ve kariyerlerini bir basamak daha yükselterek tatmin olmayan egolarını tatmin etme yönündedir… Bu neo-liberal sülükler için aslında partilerin siyasi görüşleri hiç önemli değil …Yeter ki kariyerlerinde yükselme imkanları bulsunlar nere olursa olsun fark etmez…Aslında bu sülükler için ülke batmış, insanlar işsiz ve yoksulmuş onları pek o kadar ilgilendirmiyor…
Ve bu gibi egoistlerin durmadan parti değiştirdiklerine de toplum olarak şahit olmamıza rağmen tekrar tekrar milletvekili ve mebus seçildiklerini çokta saygın olabilme becerilerini hep gördük…Ama nasıl biat kültürü ile...bulundukları siyasi partilerde lider sultanları yaratarak …
Bir diğer sınıf atlamayan , sınıflarının saflarında neo-liberal entel sülükler var…Bunlar da burjuvanın şımarık çocukları ile feodal ağaların ,tarikatların çocukları ki, bunlarda bulundukları sınıflarında sosyal ve ekonomik güçlerini koruma adına konumlarına sahte bir halkçı çağdaş görünüm ve duruşlarına entelektüel bir saygınlık imajı görüntüsü vermeye çalışan fakat halka yukarıdan bakan gözleri ve tavırları ne kadar sinsice de olsa sırıtan ; devlet olanaklarından ihale gibi paylaşımlarında kendilerini feodal güçleri ile gösteren bu sülükler doymak nedir de bilmezler…Bu liberal entel sülüklerin insanlara yaklaşımı öyle sinsice ki hayret edersiniz ve dersiniz dünyanın en güzel insanı , bulunduğu çevrede bir baba izlenimi verir…çevrelerinde devletin tüm olanaklarından onlar faydalanıyor…
Bulundukları partileri kendi çıkarları yönünde yapılandırıyor, bu burjuva ve feodal kökenli entel sülükler…
Ülkemizde bu ikiyüzlü liberal politikacıların var olma nedeni: Ülkemizin feodal yapısından köken alan siyasi politikaların berraklaşamadığından kaynaklanmaktadır…Sosyo-kültürel ve ekonomik toplumsal yapımız ağırlıklı olarak komprador burjuva-feodalizm ve tarikat oluşumlu bir toplum yapısında olduğundan etnik milliyetçilik ve din eksenli neo -liberal politikalar küresel emperyalizmin ülkemiz siyasetinde hakim durumunda olduğu müddetçe bu sülükler her zaman var olacaktır…
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
Ankara,09.06.2011