BİR ÇILGIN PROJEDE BENDEN
ÇAĞDAŞLAŞMA VE UYGARLAŞMA PROJESİ
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
Sevmek, her şeyi saydam hale getirmektir.
Victor Hugo
Bu proje , öyle AKP iktidarının seçim yatırımı için sunduğu: Sayın Merhum Bülent Ecevit’in ileri sürdüğü şartlar ülkemizde oluştuğu bir zamanda düşünülmesi gerekebilen bir projeyi kopya edip kaynağı ve proje maliyeti saydam olmayan ‘’ Kanal- İstanbul projesi ‘’gibi 30 milyon euro/dolarlar her neyse masraf istemeyen, taşeron firmaların, mafyaların yağma ,talanlarına rant kapısı aralamayan,küresel emperyalizmin ticaret ve savaş gemilerine manevra alanı yaratmayan, torunların mirasını ipotek altına almayan ve onların yaşanabilir dünyasında ekolojik dengeyi yok edebilecek bir tarafı da olmayan uygulanabilirliği çok kolay bir çağdaş sosyal yaşam projesidir…
Bu proje’nin ruhunda hümanizm ve enternasyonalist anlayış temelinde : etnik, ırk, dil, din, renk,cinsiyet kimlik farkı gözetmeyen evrensel çağdaş hukuk , çağdaş düşünce, çağdaş yaşam , insan hak ve özgürlüklerine saygı ve yaşam hakkının tanınması ve uygulanması esas alınması vardır…
Bu projenin ruhunda, çağdaş insanın ortak değerlerine sahip olabilme mücadelesinde emek değeri üzerinden örgütlenme ve toplumun her noktasında , sosyal, kültürel ve ekonomik politikaların yürütülmesinde toplumsal duyarlılığın yaratılması ve bireyin özgürleşerek toplumsal yaşamın dinamik güçleri haline gelmesi ve toplum yaşamında sorumluluk yüklenmesi vardır…
Bu projenin ruhunda, toplumsal sosyal yapımızdaki ; çağdışı ortaçağ feodal yaşamın aşiret ve tarikat hukukunun ve küresel emperyalizmin her türlü köleci zihniyetinin toprağımızdan temizlenmesi, bilim ve aklın rehberliğinde aydınlanma ve çağdaş demokratik, çağdaş demokrasi ve özgürlükçü bir toplum düzeninde yaşamın güzellikleriyle barış içinde birlikte aynı yöne bakabilen mutlu bir ülke ve insan sevdası insanlık projesi vardır…
Yine bu projenin ruhunda, çağdaş anayasal hukuk,çağdaş yargı sistemi, çağdaş seçim sistemi, parlamenter demokrasinin olmazsa olmazları yasama,yürütme , yargı ve dördüncü kuvvet olarakta medyanın güçler ayrılığı dengesinin sağlanması , özgür basın ve çağdaş eğitim,özerk üniversite, toplumcu ekonomik yapı ,ülke ekonomik kaynaklarının millileştirilmesi,her insanın bir meslek kariyeri sahibi olabilmesi ve onurlu yaşam koşullarının yaratılması, sosyal devlet yapısının çağdaş normlar ışığında etkin hale getirilmesi gibi…
Ve kısaca insanlık değerlerine münhasır her şey…
Çağdaşlaşma ve uygarlaşma çılgın projenin maddi ve manevi kaynağı ;zengin ekonomik kaynaklara sahip ülkemiz , toplumumuzda var olan insan sevgisi, dayanışmacılık, yurtseverlik ve yenilikçi duyarlılıklara açık hassasiyetlerdir…
Tüm bu saydığım hassasiyetlere, ülkemiz ve insanlarımız sahip durumda olmasına rağmen, toplumsal yaşamımızda çağdaşlaşma ve uygarlaşma yönünde , insan hak ve özgürlüklerindeki kazanımlarının yok edilmesine neden müsaade ediliyor ?...
Bu sual’ın cevabı, tek cümle ile sınıf bilincinde olmayan örgütsüzlük ve toplum yönetiminde etkin olamamadır…
Çağdaş demokrasinin temel öngörüsü sınıf bilincinde örgütlenmiş bir toplumsal yapıdır. Örgütsüz toplumlarda demokrasiden söz edilemez, evrensel insan hak ve özgürlüklerinde kazanım sağlanması ve onurlu bir yaşam mümkün olmadığına göre; böyle bir durumda kendi kendini yönetemeyen bir toplumu emperyalistlerce köleleştirerek istediği gibi yönetir durumuna düşürülmektedir… Ve Ortadoğu halklarının yaşadıkları gibi insanlık dışı saldırılara maruz kalınabilmektedir…
Ülkemizin zengin ekonomik kaynakları ve toplumsal dinamik bileşkesiyle yüzyılımızın çağdaşlaşma ve uygarlaşma yörüngesinde: evrensel insan hak ve özgürlüklerinde sağlıklı devrimsel dönüşümlerle kazanımlar sağlanabilmesi için : toplumsal yönetim anlayışlarımızdaki otoriter ve ortaçağ baskıcı düşüncelerin ve uygulamaların mahküm edilmesi ile mümkündür…
2011, ‘1 MAYIS ‘ işçi bayramı ,İstanbul Taksim ‘de ve diğer ülkenin tüm şehirlerinde emekten yana her gruptan insanların bir arada güvenliklerini de kendi sendikal faaliyetleri ile sağlamalarıyla huzur ve güven içinde bir bayram havasında kutlamaları yasakçı özgürlük ve emek düşmanlığı zihniyetin ne kadar anlamsız olduğunu göstermiştir…Ve 1977 yılında 34 emekçinin ölümü ile birlikte yaşanan tüm olayların hazırlayıcı nedenlerini de yine çağdışı yasakçı zihniyetten geldiği kanıtlamış oluyordu…
Çağın insanlık değer yargılarına sahip olamayan toplumlar yok olmaya mahkümdurlar…Onun için çağdaşlaşma ve uygarlaşma toplumsal yaşam projeleri ile toplumlar geleceklerinin aydınlık yarınlarını belirlemelidirler…
Çağdaş toplumsal yaşam projeleri hazırlanırken feodal ve Kapitalist- emperyalist sömürücü toplum yapıları değerleri değil, insanlığın evrensel insan hak ve özgürlükleri değerlerindeki ortak paydaları ilke edinilmelidir…Çünkü insanlık evrensel değerlerine sahip olabilmek için bu sömürücü toplumsal yapılarla mücadele içindedir…
İnsanlık değerler temelinde hiç korkmadan atılan her adımda barış ve huzur sağlanacağını ‘1 Mayıs ‘ işçi bayramında toplumsal katmanda sağlanan konsensüs göstermiştir…Bu temeldeki barış ve huzurdan rahatsız olanları da yasaklı dönemlerde , çağdışı sömürücü zihniyeti ile yarattığı kaos’la burjuvazi kendini göstermiştir…
Şimdi ülkemiz kendini çağdaşlaşma ve uygarlaşma projelerinde sorgulamalıdır… Bu ülke tüm insanlarına mı?...Yoksa anamal sahiplerine mi?... Aittir…
Bu ülke, bu ülkede yaşayan tüm insanların hakkı olduğuna göre, ülke kaynaklarını kullanmakta ve ülkeyi yönetmekte onlara ait olması gerekir… Bu ülkenin yaşam kaynaklarına insan da dahil sahip olabilmek bir yurtseverlik duygusudur… Bu duyguya sahip olabilmek ve toplumu yönetmek içinde aydınlanmak, bilim ve akılcı düşünce yetisini kazanabilmek ülke insanlarının çağdaş insanlık hakkıdır… Bu düşünceye hiç kimsenin karşı çıkması düşünülmemelidir…
Çağdaşlaşma ve uygarlaşma projesinin ruhuna uygun çılgın projenin uygulanması için toplumumuzun ; sosyal,kültürel ve ekonomik alanlarda tüm çağdaş devrimsel dönüşümü sağlayabilmesi için önündeki barikatları çağdaş anlayış felsefesi temelinde , bilimsel , akılcı ve toplumcu öngürülerle kaldırmalı ki, ülkenin geleceği aydınlık olsun…
Yukarıda da belirttiğim gibi tüm çağdaş gelişimlere açık olan toplumumuzun üzerinde bir sis perdesi, karabulut var…Bu karabulutlar yok edilmedikçe, yitirilen özgüvenin toplumda sağlanması ve beyinlerin aydınlanması çok zordur…
Bu sis perdesini yaratan da ortaçağ ve sömürücü kapitalist-emperyalist liberal politikalarla yönetim anlayışıdır...
Çağdaşlaşma ve uygarlaşma projesinin temel çözüm aracı insan sevgisi,yurtseverlik ve insan emeğine, insanlık değerlerine saygı duyabilmektir… Bu niteliklere sahip iktidarlar ancak bu projenin uygulanmasında başarılı olabilirler…Böyle bir iktidar da emekçilerin ,aydınların ve yurtseverlerin toplumcu anlayış temelindeki örgütsel mücadelesi ile yaratılabilir…
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
http://vetheknurettinozturk.tr.gg/ANA-SAYFA.htm
Ankara,04.05.2011
BU YAZININ YAYIMLANDIĞI GAZETE VE SİTELER
ÖLÇEK GAZETESİ:05.05.2011,YIL:19,SAYI:4766
2-KAĞIZMAN FM: 04.05.2011
http://www.kagizmanfm.com/yazaruyeyazi/21