YILDIZLARINI ARAYAN İNSANLAR
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
Biz aksiyonu olmayan teorilerin girdabında boğulmuşuzdur.(A.İlhan)
Her çeşit falcılıkta , büyücülükte, burçlarda 21.yy’da en geri feodal sosyal yapıda kalmış toplumlarda insanların kaderlerinin neleri beklediğini ve kaderlerini üfürükçülerle değiştirebilecekleri inancında ve arayışı içinde olmaları o toplumların aydınlanmasının önünde en büyük sorundur…
Bir takım objelerin gizil güçlerinin etkisinde insanların kaderlerinin olduğunu, gelecekten, bilinmeyenleri ateşte, suda, şurda , burada vs . gördüğünü , cinleri ile de bildiğini ifade eden umut tacirleri falcılara, büyücülere inancın olduğu toplumlarda , ilkel insanların sihirsel düşüncesinin 21.yy’da halen aşılamadığının bir olgusudur…
Bilimsel düşüncenin önünü kesen bu sihirsel düşüncesindeki algı gizil güçlerin etkisi altında bir karabasan gibi yarattıkları korku imparatorluğu , o gibi toplumlar da egemen feodallerin ve küresel emperyalistlerin bir sömürü aracı olarak kullanılmasında en büyük etkendir…
Gök adayı bilimsel olarak bilmemizi sağlayan , Astronomi bilimine alternatif olarak feodal sömürgenler, yıldız falcıları , astrolojinin bilimsel olduğunu savunarak herkesin bir yıldızı var diye , insanları boşu boşuna umutlandıran , geleceğe olan umutlarını söndüren, geleceklerini karartan anlamsız , bilimsellikten uzak yorumları , insanları karmaşık duygular içinde yaşamlarını kör hayal dünyalarının beklentilerine , tesadüflerine , olası muhteliflerine bağlayan yorumlarına inanan ama sahip olduğu değerlerin çoktan yaşamını değiştirebilecek bilimsel gerçekliklerini göremeyen böyle bir toplumun insanlarının , toplumsal duyarlılık kazanmaları çağdaş- uygarlık yolunda gelişim gösterebilmeleri de ve torunlarının mirası bilimsel düşünce kültürünü geleceğe taşımaları da mümkün değildir…
Çağın gerisinde kalmış , feodal egemenlerin feodal diktatörlükleri ve küresel emperyalizmin yaşamın dayanılmaz baskıları altında , bilimsel düşünceye sahip olamayan feodal toplumlarda sihirsel düşünce yaşam bulabilmektedir…
Aslında insanların kaderlerini bilme kehanetinde bulunduğunu ifade eden bu umut tacirlerine inanmanın, feodal toplumlarda , insan haklarının çağdaş hukukun , insanlık değerlerine saygının , ve adaletin, sosyal paylaşımın olmadığının, aşırı derecede insanlık değerlerinin, inancının sömürüldüğünün bir olgusu olarak , çaresizlikten hurafelerden medet umulduğunun bir göstergesidir…
Çağın gerisinde kalmış feodal toplumlarda ,feodal biat kültürünün bin yılların birikiminin tüm insanlık değerlerini ve inancını egemenlerin tanrısal güç gibi bu değerleri sömürerek ve inançlarının ruhunu , yaşamsal özünü insanlarının algılayabilme yetilerini yok ederek hurafelerle önyargısal hüküm veren düşüncenin de kölesi durumuna getirmişlerdir… Onun için böyle Ortadoğu , Asya ve Afrika’nın kimi ülkelerinde hanedanların ve küresel emperyalistlerin zalimliği karşısında yaşamın dayanılmazı durumundaki halkın isyanları bu feodal düşünce ruhu ile aşılamıyor. .. Nitekim, Mısır, Libya,Tunus,İrak, Afganistan vs. gibi ülkelerde görüldüğü gibi küresel emperyalizmin tuzağında işbirlikçi kompradorlarının hanedan değiştirmeleri dönme dolap aynı yerlerinde kör kuyu çemberinden kurtuluş olmuyor….
Bu günlerde ülkemizde eğitim politikamızın yeniden yapılandırılması üzerine toplumun duyarlı eğitimci, sosyal bilimci ve her kesimden aydınlar kuşkularını kamuoyu ile paylaşıyorlar…Ve AKP hükümetinin, ülkemizi çağın gerisine götüren 4+4+4’le simgelenen temel eğitim politikası toplumdan sert tepkilere de sahne oluyor…
Çağdaş ve bilimsel eğitim politikamızla çağdaş-uygarlık yolumuza , özgür toplum olarak ancak devam edebiliriz..
Aksi ,büyük şair , yazarımız Atilla İlhan’ın dediği gibi ,
‘’Biz aksiyonu olmayan teorilerin girdabında boğulmuşuzdur’’
Bu girdaptan kurtulmak için Kurtuluş Savaşımız gibi çok bedeller ödemek zorunda kalabilirz…
Yine büyük ulusal kurtuluşumuzun önderi ve laik demokratik cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 22.09.1924 tarihinde Samsun İstiklal Ticaret Mektebi’nde öğretmenler tarafından verilen çay ziyafetinde yaptığı konuşmadaki uyarılarına , geleceğimiz için kulak vermeliyiz…
‘’ Efendiler. Yeryüzünde üç yüz milyonu mütecaviz İslam vardır. Bunlar ana, baba, hoca terbiyesiyle, terbiye ve ahlak almaktadırlar. Fakat maalesef hakikat-ı hadise şudur ki, bütün bu milyonlarca insan kütleleri şunun veya bunun esaret ve zillet zincirleri altındadır. Aldıkları manevi terbiye ve ahlak onlara bu esaret zincirlerini kırabilecek meziyet-i insaniyeyi vermemiştir, veremiyor. Çünkü hedef-i terbiyeleri milli değildir.” demiştir.
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
vetheknurettinozturk@hotmail.com
Ankara,28.03.2012
NOT: Bu yazının yayımlandığı site ve gazeteler;
1-FACEBOOK:28.03.2012
http://www.facebook.com/profile.php?sk=notes
2-SİTEM:28.03.2012
http://vetheknurettinozturk.tr.gg/MAKALE_YILDIZLARINI-ARAYAN-%26%23304%3BNSANLAR.htm
3-KARS MANŞET:28.03.2012
http://www.karsmanset.com/yazi/yildizlarini-arayan-insanlar-237.htm
4-KAĞIZMAN FM:28.03.2012
http://www.kagizmanfm.com/yazaruyeyazi/YILDIZLARINI--ARAYAN-INSANLAR/91
5-SİYASAL BİRİKİMGAZETESİ:01.04.2012
http://www.siyasalbirikim.com.tr/haber.php?haber_id=12785
6-KARS ÖNDER GAZETESİ:02.04.2012
http://www.karshaberler.com/haber/288498/yildizlarini-arayan-insanlar.html
7-ALADAĞ BİLİŞİM:02.04.2012
http://www.aladagbilisim.com/Haber-V2/haber/288498/yildizlarini-arayan-insanlar.html
8-SİYASAL BİRİKİM İSTANBULUN SESİ:06.04.2012
http://www.siyasalbirikim-ist.com/haberdetay.asp?bolum=3281&uyeid=26
