TAPTIK(ÖYKÜ)
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
Öyküler ders verir. Öykü dersini kimse dikkate almaz. Dikkate alınmadığı için toplum olarak hep sınıfta kalıyoruz bu dersten. Güleriz veya yerine göre ağlar üzülürüz ama yaşamlara hiç etki etmez, aklı başa getirmez.
Efendim gülmek yerine göre üzülmek güzel bir şey ama ders alındığı zaman mutlu olunacak. Öyküler yaşanmış veya olabilecek hadiselerdir. Ders alınmadığı için binlerce aynı hadiselerle toplum olarak karşı karşıyayız.
Taptık Azeri şivesinde bulduk anlamındadır ve sanki bize ait olmayan bir şeye sahip olabildik anlamında da algılanıyor. Aslında bize ait kaybettiğimiz şeyi tekrar bulmak.
Bizim Taptık gerçek bir öykü. Ben anlatayım siz siz olun ders alın.
Asıl adı Hüseyin Aydın.
Olay bizim yörede Dahol yaylasında geçiyor. Dahol yaylası Iğdır iline ait Ağrı il sınırındadır.
Hayvan sahiplerinin Haziran-Eylül ayları arası yaylada kalma zamanlarıdır. Bu aylardan birinde bir zamanları yaylada 3 yaşlarında çocuk kayboluyor. Tüm aramalara rağmen çocuk bulunamıyor. Hiç bir izine rastlanmıyor. Kurt kuş yese üzerindeki giysiden bir parça bırakırdı kan izi bulunurdu. Hiç bir iz yok gören yok. Bir acı ki çekilecek dayanılacak gibi değil. Yürekler yanmış hele ailenin ocağına düşen bir yangın ki, anne baba kardeş eş dost döktükleri kanlı gözyaşları bir deniz, deniz ne ki okyanuslar almaz. Gerisini düşünün…
Bu acı kayıp verem ediyor anne Süre’yi.
Anne Süre birkaç yıl sonra veremden rahmetli oluyor.
Çocuktan umutlar kesilmiş acıları yüreğinde baba İmran’ın, evleniyor. Yeni yaşama başlamış çocukları olmuş kocaman kocaman. Baba çobanlık yapıyor köyde. Yıllar yılları kovalamış. Kayıp çocuk yaşasaydı yirmi yedi yaşında olacaktı. Baba iki büklüm olmuş kahrından.
Köylülerinden biri Iğdır emniyetinin kayıp çocuklarla ilgili duyurusunu haber vermiş babaya. Babaya git belki senin çocuk bulunmuş demişler. Baba bilmiyorum ki bu kadar zaman geçmiş demiş. Olsun bir git demişler.
Emniyet müdürü uzaktan gördüğünde baba bu demiş çok benzerlik varmış. Emniyet müdürü çocuğunun ne zaman kaybolduğunu ve çocuk hakkında aklında kalanları babadan dinlemiş. Baba çocuk düşmüştü ensesinde yara izi olacak demiş, bakmışlar gerçekten o yara izi halen var. Gereken işlemler yapılmış çocuğu babasına teslim etmişler. Ve çocuğun adı Taptık olmuş böylece.
Çocuk dediğim yirmi yedi yaşlarında kocaman bir yiğit. Eşim o köylü olduğu için Hüseyin(Taptık) Aydın’la epeyce sohbetim oldu.
Ailenin köyü Aras nehiri vadisinde Iğdır ili Tuzluca İlçesine bağlı Yukarı Çıyrıklı Köyüdür.
Çocuk kaybolduktan iki yıl sonra köyün dışında gezgin Çingeneler çadır kurmuşlar. Çadırdaki bir çocuğa kaybolan çocuğun annesi sarılmış çocuğu gibi bu çocuğa kanım ısındı demiş. Ertesi gün erkenden çadırlar kalkmış oradan Çingeneler gitmişler. Köylüler ve aile bu durumdan hiç şüphe etmemişler. Çingene bunlar bu gün burada yarın başka yerlerde demişler..
Taptık a sordum o zamandan hiç hatırlıyor musun köyü? Aras nehirini hayal meyal bir küçük su arkı gibi dedi.
Taptık ailesini nasıl gelip bulduğunu anlattı…
Gezgin Çingene çocuğu olarak on beş yaşlarına kadar şehir şehir dolaşıyorlar. Çingene babası ölüyor. Çok üzülmüş Taptık. Çingenelerden orta yaşlı biri sen bunların çocuğu değilsin demiş. Taptık çadırların bulunduğu yerden kaçıyor ertesi gün adamdan kimin çocuğuyum diye soracak gidiyor çadırlar yok. Orada burada çalışıyor. İstanbul’a gitmiş sokak çocuğu olmuş. Yıllar geçmiş.
Yirmi yedi yaşına geliyor askerlik yok nüfus kâğıdı yok kimin çocuğu belli değil. Hep kaçak, polis gördüğünde kaçıyor saklanıyor bazen yakalanıyor, bir müddet sonra bırakılıyor.
İstanbul’da bin türlü olaylar içinde büyüyor. Bir gün Sultanahmet semtinde o çadırdaki adamla karşılaşıyor. Ya amca diyor yıllardır seni arıyorum. Peki, ben kimin çocuğuydum soruyor. Adam Kars’ın bir yaylasından kaçırdılar seni hangi yayla olduğunu hatırlamıyorum diyor.
Taptık rastgele Iğdır otobüsüne biniyor Iğdır’a gidiyor. O zamanları Iğdır Kars’ın ilçesi. Emniyete gidiyor durumunu anlatıyor. Emniyettin çay ocağında altı ay kadar çalışıyor bir taraftan da ailesi araştırılıyor. Duyuru yapılıyor sık sık. O zamanlarda çocuğunu kaybetmiş birçok aileler emniyete gidiyor. En son gerçek babası gidiyor ve ailesine kavuşuyor.
Babası nüfus kâğıdını aldı askere gönderdi. Askerlik dönüşü evlilik yaptı. Hüseyin(Taptık) Aydın şimdi köyde çiftçilik yapıyor, çocukları oldu, ailesiyle mutlu bir yaşam sürüyor.
Taptık gibi binlerce kayıp çocuklar var. Büyük şehirlerde sahipsiz sokak çocukları olmuşlar. Her türlü suç unsurlarıyla karşı karşıya, her birinin ders alınacak öyküleri vardır.
Ankara,16.06.2014
Vet. Hek. Nurettin Öztürk
vetheknurettinozturk@hotmail.com
vetnrtoztrk@gmail.com
vetheknurettin@yahoo.com
https://twitter.com/vetheknurettin
http://vetheknurettinozturk.tr.gg/ANA-SAYFA.htm
NOT;Bu yazının yayımlandığı gazete ve siteler,
1-FACEBOOK;..22.06.2014
A-Köşe yazarı Nurettin Öztürk yazıları

B-Nurettin Öztürk
C-Vet Hek Nurettin Öztürk
https://www.facebook.com/notes/vet-hek-nurettin-%C3%B6zt%C3%BCrk/yazilarimin-yayimlandi%C4%9Fi-site-ve-gazeteler/237025359771309
2-SİTEM:22.06.2014
http://vetheknurettinozturk.tr.gg/TAPTIK-k1--Oe-YK-Ue--k2-.htm
3-SİYASAL BİRİKİM İSTANBULUN SESİ: 00.06.2014
4-KARS MANŞET:00.06.2014
5-LİNKEDin:22.06,2014
http://www.linkedin.com/pub/vet-hek-nurettin-%C3%B6zt%C3%BCrk/51/8b0/247
6-SİYASAL BİRİKİM KAI SERHATIN SESİ:22.06.2014
http://www.siyasalbirikim.com.tr/artikel.php?artikel_id=2104
7-KAĞIZMAN FM::,00.06. 2014
8-KARS HABERLERİ (DOĞUNUN HABER SİTESİ)
00.06.2014
9-TWİTTER:22.06.2014
https://twitter.com/vetheknurettin