GÖZLEM

DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
Dünyaca tanınmış şair ve yazar Aldous Huxley (1894-1963) ‘’İnsanın tüm evrende düzeltebileceği tek bir şey vardır ; kendisi…’’ demiştir…
Ünlü düşünür Barudi Spinoza (1632-1677) ‘’İnsan , köleliğin ayırdına vardığı ölçüde özgürdür…’’ demiştir…
İnsanı yücelten en büyük değer , üretim faaliyeti içinde yarattığı emektir.,.Emek değeri de insanın kendisidir..Onun için emek kutsaldır…Emeğe saygısızlık insana saygısızlıktır…Emeğe saygısızlık insana karşı işlenmiş en büyük insanlık suçudur…
Yer yüzünde yaşayan tüm kadınlar, hangi toplum düzeninde olursa olsun bir bütünü tamamlayan emekçilerdir…Onlarsız insan veya bir bütün canlı varlık düşünülemez…
İnsan’ın sosyal evrim sürecinde başlangıçta emek , ortak üretim araçları ile üretim faaliyetlerinin bir olgusu olarak yaratıldığından , aralarında cinsiyet egemenliği ve sömürüsü yoktu…Kadın ile erkek birlikte zorlu emek yaratılması karşısındaki doğa güçlerine karşı ortak güçlerini kullanmışlar ve bu emek gücü emeğe ve insana karşı kutsal saygı ve sevgi doğurmuştur…
İnsanlığın sosyal evrim süreci git gide ekonomik faaliyetlerinde artı değer yaratma yeteneğinin gelişmesi karşısında üstünlük egolarının da gelişmesini kontrol edecek toplumcu , adaletli bir sosyal yaşamın yaratılması yönünde üretim faaliyetleri içindeki çelişkileri analiz edebilecek toplum bilim ve akılcılığın kazanılmasında sosyal gelişimin önündeki sihirsel düşünce ile doğa güçlerine karşı savaşım verirken kendini çelişkiler yumağı içinde görememiştir…
Ve böylece insan’ın , ortak üretim araçları ile yürüttüğü üretim faaliyetleri içindeki çelişkiler git gide büyüyerek güçlü olanlar emekçiler üzerinde köleci , feodal ve kapitalist-emperyalist sistemler şeklinde zorba egemenlikler kurmuşlardır...
Şimdi insanlığın evrimci sosyal gelişim sürecindeki yaşadığı toplum şekillerindeki durumunu kısaca sorgulayarak nereden nereye geldiğini ve bu toplumlarda insanı bir elma olarak görerek yarısının neden daha fazla çürüdüğünü anlamaya çalışalım :
Yaşadığımız yüzyılda bilim ve teknolojinin gelişimi onu yaratan düşünceye sahip olandan yani insanın kendisinden daha ileri de insanlığın hizmetinde değil , azınlığın hizmetinde ,hiç emek vermeyen gücün hizmetinde ….Ve insanlığı yok ediyor…Neden ?...
Yukarıda vurguladığım gibi başlangıçta insan doğa güçlerine karşı ortak üretim araçları ile kadın ve erkek birlikte iş bölümü içinde üretim faaliyetlerini yürütürken , kendi içindeki çelişkiler yumağını çözebilecek engelleri aşabilecek toplum bilim düşüncesinin gelişmesi önündeki doğa güçlerine etkileyebilecek inancını taşıdığı sihirsel düşünce engelini düşünemedi…Bilimsellik azınlık güçlünün egemenlik silahı oldu…
Daha sonraki insanlığın evrimsel gelişim sürecinde bilim ve akılcılık geliştikçe hep bilim ve akılcı düşünceleri güçlü egemenler silah olarak kullanmalarına rağmen batı toplumlarında sınıf bilincinin gelişmesine engel olamadılar…
Sınıf bilincine sahip olabilen toplumlarda emekçiler örgütlenerek verdikleri mücadele sonucu emek değerlerinde bir çok kazanımlar elde etmişlerdir…
17,18,19,20.yüzyıllarda Avrupa’da toplum bilim ,ekonomi, felsefe ,sanat ve düşünce alanında aydınlanmanın verdiği ışıkla emekçilerin sınıf bilincinde örgütlü mücadeleleri emek ,demokrasi ,özgürlük, insan hakları yönündeki büyük kazanımlar insanlığa sağlanmıştır…
Sınıf bilincine sahip olamayan despotik diktatörlüklerde yaşayan toplumlar ,dünya’ya kapalı olduklarından insan hak ve özgürlüklerine sahip olmanın nerede ise bir erdemsizlik algısı hakim durumundadır…
Ve böyle toplumlarda kadın bir mal , meta olarak görülmekte ve doğurgan bir kuluçka makinesi algısı vardır…
Sınıf bilincine sahip örgütlü toplumlarda kadınlar örgütsel mücadeleleri ile ekonomik özgürlüklerini kazanmışlar, toplumun her alanında tüm meslek dallarında ve toplum yönetiminde insan olmanın erdemliklerine sahip olabilmişlerdir…
İnsan hak ve özgürlükler alanında tüm kazanımlar çağın ilerisindeki toplumlarda , emekçilerin sınıf bilincinde bilim ve akılcı düşünce temelinde örgütlü mücadeleleriyle elde edilmiştir ve bu kazanımların bir olgusu olaraktan dünyaya yayılmış ve evrensel ortak duyarlıkta onurlu günler olarak kutlamalar yapılmaktadır…
İnsanlığa kazanım sağlayan onurlu günlerden bir tanesi de bu gün tüm dünya da kutlanan ‘Dünya Kadınlar Günü’ ülkemizde ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ dür…
Bence de en doğrusu ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak tanımlanmalıdır. Hem emeğin en yüce değer olduğunu , emeğe saygı insana saygı olduğunu belirtmek için…Hem de emekçi sınıf bilincinin bir olgusunun olduğunu belirtmek için….
Nitekim…
8 Mart 1857’de ;
ABD’denin New York kentinde 40.000 dokuma işçisinin çalışma koşullarının düzeltilmesi talebi ile başlayan tekstil fabrikasındaki greve polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi , çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlarından kaçamaması sonucu çoğu kadın 129 işçinin can vermesi ve işçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişinin katılması günün anlamının derinliğini göstermektedir…
26-27 AĞUSTOS 1910 ‘da Danimarka’nın Kopenhang kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (uluslararası sosyalist kadınlar konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin,8 Mart 1857 tarihinde ölen kadın işçiler anısına 8 MART’ın Dünya Kadınlar Günü olarak önerisi kabul edilmiştir…
Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında bazı ülkelerde anılması yasaklanmıştır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın ‘’Dünya Kadınlar Günü’’ olarak anılmasını kabul etmiştir…
Türkiye’de ilki 1921 yılında ‘’Emekçi Kadınlar Günü’’ olarak kutlanmıştır…
12 Eylül 1980 Askeri darbesinden sonra dört yıl süreyle kutlama yapılmamıştır…
1984’den itibaren çeşitli kadın örgütleri tarafından ‘’Dünya Kadınlar Günü kutlandı…
21.yy’da Dünya’da bir çok ülkelerde Küresel emperyalizmin neo-liberal politikalarının sömürgeci anlayışlarına hizmet eden çağdışı komprador Hanedanların despotik zorba yönetimlerinde, gittikçe kadınlar çağdaş eğitim kurumlarından uzaklaştırılarak biat kültürü aşılayan, köleleştiren birer kuluçka makinası algısını toplumlarında yaygınlaştırmaktadırlar…
Bu çağdışı toplumlar örneğin Afganistan gibi ülkelerde, kadına erkeği tarafından işkenceyi anayasal hukuklarında şeriat adına meşru hale getirmektedirler…
Son söz olarak bizi doğuran, eğiten, kutsal analarımız, bacılarımız, eşlerimiz kadınlar erkekle birlikte evrensel insan hak ve özgürlükler temelinde yaşamı kazanımlarıyla paylaşan ortak emeğe saygı olgusunda özgürleşen birer insandır.
Birinin eksikliği tanımlanamayan vahşi bir yaratıktır. Nitekim kadını köleleştiren toplumlarda vahşi yaratıklar bunun en bariz örneği değil mi?....
Emek gücü temelinde sınıf bilinçlerinin örgütsel mücadelelerinde kazanımlarının toplumsal barışa, sömürüsüz ,sınıfsız yaşama katkı sağlayacağı inancı ile tüm dünya kadınlarının gününü kutluyorum…
İnsan ve emekçi olmanın sınıf bilinçleriyle insan hak ve özgürlükleri için mücadelelerinde yaşamlarını kaybeden tüm emekçi kadınları…
Ve,
8 Mart 1857 ‘de Abd’nin New York kentinde emek ve insanlık onurları için can veren 129 emekçiyi saygı ile anıyorum…Işıklar içinde uyusunlar…
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
vetheknurettinozturk@hotmail.com
https://twitter.com/#!/vetheknurettin
http://vetheknurettinozturk.tr.gg/
Ankara,08.03.2012
NOT:Bu yazının yayımlandığı site ve gazeteler:
1-FACEBOOK:08.03.2012
https://www.facebook.com/note.php?note_id=10150642475337976
1.2.FACEBOOK:02.03.2013
A-Köşe yazarı Nurettin Öztürk
http://www.facebook.com/notes/k%C3%B6%C5%9Fe-yazar%C4%B1-nurettin-%C3%B6zt%C3%BCrk-yaz%C4%B1lar%C4%B1/d%C3%BCnya-emek%C3%A7i-kadinlar-g%C3%BCn%C3%BC/312981318824776
B-Nurettin Öztürk
http://www.facebook.com/notes/nurettin-%C3%B6zt%C3%BCrk/d%C3%BCnya-emek%C3%A7i-kadinlar-g%C3%BCn%C3%BC/159340127553932
C-Vet Hek Nurettin Öztürk
http://www.facebook.com/notes/vet-hek-nurettin-%C3%B6zt%C3%BCrk/d%C3%BCnya-emek%C3%A7i-kadinlar-g%C3%BCn%C3%BC/221155451358300
2-SİYASAL BİRİKİM GAZETESİ:08.03.2012
http://www.siyasalbirikim.com.tr/haber.php?haber_id=12523
3-KARS MANŞET:08.03.2012
http://www.karsmanset.com/yazi/dunya-emekci-kadinlar-gunu-226.htm
4-SİTEM:08.03.2012
http://vetheknurettinozturk.tr.gg/MAKALE_D-Ue-NYA-EMEK%C7%26%23304%3B-KADINLAR-G-Ue-N-Ue-.htm
5-SİYASAL BİRİKİM İSTANBULUN SESİ:02.03.2013
http://www.siyasalbirikim-ist.com/haberdetay.asp?bolum=4660&uyeid=26
6-KAĞIZMAN FM:02.03.2013
http://www.kagizmanfm.com/yazaruyeyazi/DUNYA-EMEKCI-KADINLAR-GUNU-/216#.UTZBLCvzelk.facebook
7-TWİTTER.26.04.20121
https://twitter.com/#!/vetheknurettin

KADINLARIMIZIN YÜZLERİ
Meryem ana Tanrıyı doğurmadı
Meryem ana Tanrının anası değil
Meryem ana analardan bir ana
Meryem ana bir oğlan doğurdu
Âdemoğullarından bir oğlan
Meryem ana bundan ötürü güzel bütün suretlerinde
Meryem ananın oğlu bundan ötürü kendi oğlumuz gibi
yakın bize
Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır
acılarımız, ayıplarımız ve döktüğümüz kan
karasabanlar gibi çizer kadınların yüzünü.
Ve sevinçlerimiz vurur gözlerine kadınların
göllerde ışıyan seher vakıtları gibi.
Hayallerimiz yüzlerindedir sevdiğimiz kadınların,
görelim görmeyelim karşımızda dururlar
gerçeğimize en yakın ve en uzak.
1962
Nazım Hikmet Ran
Belgesel: İlerici Kadınlar Derneği
http://www.facebook.com/photo.php?v=119766844753393&set=vb.126851500701372&type=2&theater

