GÖZLEM

    KÜRT SORUNU ÜZERİNE
                      

   

                

Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK

 

 

 

         Çocukluğumu hatırladığım zaman büyüklüğümden utanıyorum. Çocukken Kürt, Azeri, Çerkez, Terekeme, Laz, Türkmen, Yerli. vs gibi etnik kökeni ne olursa olsun ayırt etmeden parmaklarımıza bir toplu iğne sokar, kanatır kanlarımızı karıştırıp kan kardeşi olurduk. O çocuk aklımız ile yaptığımız oyun içinde arkadaşlığımız altmış yaşlarına geldik halen devam ediyor. Çoğu arkadaşla halen öz kardeşimizden belki daha iyi kardeşiz. Çoğu duygularımızı halen paylaşıyoruz.

         İnsanlığın, medeniyetin beşiği bu güzel coğrafyada binlerce yıl bir arada kaderde, tasada, örf, gelenek ve görenekte birlikte olduğumuz hangi etnik kökenden olursa olsun tüm insanlarımız kan kardeşiyiz. Aynı kavgada birlikte olmuşuz, aynı acıları birlikte yaşamışız, birlikte gülmüşüz, birlikte ağlamışız, kız alıp, kız vermişiz, evlenmişiz, bir türlü olmuşuz. Bugün hangi hastanede, hangi kökenden hasta bir insan olursa olsun, kan arandığında hiçbir ayrım yapmadan litrelerce birbirimize kan vermişiz, kanlarımız birbirine karışmış. Çocukluğumuzda oyun içinde oluşturduğumuz kan kardeşliğinde toplumsal hayatta can kurtarmışız, kan kardeşi olmuşuz.

         Biz çocukluğumuzda kendimizden uydurduğumuz, kuşdili ile birbirimizle iletişim kurmaya çalışıyorduk. Devrik cümlelerle, cümleleri tersinden okuyarak bir dil oluşturup anlaşıyorduk. Dil bir iletişim aracıdır. Kürtçe konuşuluyor diye, Lazca veya Gürcüce konuşuluyor diye ayrı bir ulus olarak ayrımcılık yapılıp ayrı bir ulus olduğunu ileri sürerek tarihsel bir doku ile birbirine kenetlenmiş bu şekildeki birlikteliği tarihi süreç içerisinde oluşan bu toplumu birbirinden koparmaya çalışmak cinayettir.

         Bir taraftan küreselleşme ve globalleşme adı altında her renkten her dilden insan toplumları bir dayanışma ve kaynaşma mücadelesi içinde iken; binlerce yıllık bir kaynaşma içinde bulunmuş Türkiye toplumu parçalanarak dağıtılmak istenmesi hiçbir Türk insanına, Kürdüne, Lazına, Çerkezine ve Azerisine mutluluk getirmeyeceği gibi emperyalist böl parçala politikalarının da gerçekleşmeyeceği kanısındayım.

         Diğer taraftan Türkiye toplumu içerisinde tarihin derinliklerinde ayrı ayrı uluslar olsa dahi (olması imkânsız çünkü binlerce yıl önce ulus bilinci yoktu) bu tarihi süreç içerisinde toprak bütünlüğü, kültür ve dayanışma birliği, ekonomik yaşam ortaklığı, karakter, psikoloji... vs gibi ulusun kendine özgü çizgileriyle bütünleşerek Türkiye ulusunu meydana getirmiştir.

         Türkiye’de misak-ı milli sınırları içerisinde etnik köken olarak yaşayan insanlar hepsi tarihi süreç içinde oluşmuş Türkiye ulusunun insanlarıdır. Ayrı toprak parçaları üzerinde yaşamış olsalardı kendilerini ayrı ulus olarak görebilirlerdi. Dil tek başına ayrı ulus olmayı belirlemez. Bu Türk insanı içinde, Kürt insanı içinde, Çerkez’i içinde değişmez.

         İran’da, Irak’ta, Suriye’de, Gürcistan’da, Azerbaycan’da, Yunanistan’da, Bulgaristan’da, dünyanın başka ülkelerinde aynı etnik kökenden insanların olması aynı ulus olduğu anlamına gelmez. Türkiye Kürtleri, Türkiye ulusundan, İran Kürtleri İran ulusundan, Bulgaristan Türkleri Bulgaristan ulusundan, Türkiye Azerileri Türkiye uslusundandır. Tabii ki dünyanın başka ülkelerinde Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Azeri... vs. olması ülkemiz ve ulusumuz açısından bir zenginliktir, bir güçtür. Bu güç bölgemizde ve dünyada barışın, kardeşliğin ve dayanışmanın sağlanmasında ülkemiz için pozitif bir değerdir. Bu güzel ülkemizin ve ulusumuzun böyle bir kültürel, sosyolojik zenginlik içinde olması dünya toplumları içerisinde bir ayrılacaktır. Bu değerin çok iyi kavranıp korunması ve zenginleştirilmesi gerekir.

         Ülkemiz çok büyük tarihi bir dokuya sahip olması ve jeostratejik açıdan çok zengin bir coğrafyada bulunması nedeniyle emperyalist odakların kıskanmasına sebep olmaktadır. Bu coğrafyadaki gelişmeler onları ürkütmektedir. Ulusal birlikteliğimizi ve ulusal zenginliğimizi fakirleştirmek için emperyalizm ülkemiz üzerinde kumar oynamaktadır. Bir taraftan etnitise ayrışması ve diğer taraftan din istismarı ile insanlarımız arasına nifak sokarak böl, parçala ve yönet politikası ile ulusal dirliğimizi ve birliğimizi bozmaya çalışmaktadırlar.

         Bundan önceki tüm yazılırımda ulusal sorunlarımız yönünde yorumlar yaptım ve çözüm önerilerinde bulundum.

         Tabii ki; ülkemizde hem inanç ve hem de etnitise yönünde bir sanal ayrımcılık yapılmaktadır. Bu inkâr edilemez. Bu ayrımcılık devlet katında yapılmıyor. Emperyalist oyunlar neticesinde etnik milliyetçilik ve bölgesel milliyetçilik temelinde ayrımcılıklar yapılıyor. Örneğin batıda tüm doğuluları Kürt, kıro, doğulular batılılara Osmanlı, şehirliler kırsaldakilere dağlı, dağlılar ovadakilere ovalı... vs gibi takıntılarla milliyetçilikleri körüklüyor.

         Bugün gelişmiş ülkelerin hiç birinde görülmeyen göç olayları neticesinde metropollerde hemşehri ve köy dernekleri almış başını gidiyor. Feodalitenin kentlerde kümelenmesine neden olduğu ve bu dernekler insan simsarlarının sömürü merkezleri haline geldiği ve dar milliyetçiliği körüklediği görülmektedir. Aynı durum gurbetçilerimizin dış ülkelerde başına gelmekte ve alın terleri iliklerine kadar sömürülmekte, kontrolü imkânsız emperyalist güçler tarafından ülke bütünlüğüne ve laik-demokratik cumhuriyete karşıt illegal örgütlenmelerin oluşmasında zemin yaratmaktadır.

         Yukarıda yorumlamaya çalıştığım temel sorunların ışığında sosyolojik olarak yaptığım değerlendirme neticesinde, aslında Kürt sorunu bir ulusal mesele sorunu olarak emperyalizmin böl, parçala ve yönet politizasyonundan kaynaklanan dar-kaba feodalizm ve milliyetçilik anlayışından başka bir durum değildir.

Çözüm sınıfsal mücadele temelinde feodalizmin ve emperyalizmin tamamen tasfiyesi ve milli ekonominin güçlendirilmesi ile mümkündür.

 

 

Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK

 

vetheknurettinozturk@hotmail.com
          Kağızman,22.09.2008

NOT:Bu yazının yayımlandığı gazete ve siteler;
1-SİYASAL BİRİKİM GAZETESİ
   SİTESİ:10.12.2010
   http://www.siyasalbirikim.com.tr/haber.php?haber_id=7627
2-KARS ÖLÇEK GAZETESİ:22.09.2008/3983
    SİTESİ:16.09.208
     http://www.haberolcek.com/makale/134/kurt-sorunu-uzerine.aspx
3-KAĞIZMANIN SESİ GAZETESİ:22.09.2008/618
4-ARDAHAN GÜNDEM GAZETESİ 
   SİTESİ:08.12.2010
5-SİTEM:
   http://vetheknurettinozturk.tr.gg/MAKALE_K-Ue-RT-SORUNU--Ue-ZER%26%23304%3BNE.htm
6-FACEBOOK:06.04.2010
 https://www.facebook.com/video/video.php?v=125116314186048#!/note.php?note_id=381464457975