
STATÜKOCU SİYASET
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
Statükoculuk: bağnazcılık, gelenekselcilik, süregelen durumu korumaya meyilli anlamların da tanımlanır…
Bana göre statükocu siyaset zahmetsiz hazıra konan, hazırdan yiyen bir kemirgendir…
Bu kemirgen, çağdaş değerlerle beslenecek, çağdaş gelişim sağlayacak anlayışta olmadığı için süregelen durumu koruma adına ,bu durumuna sığına sığına , sığınağını zamanla çağının gerisine düşürerek yok eder durumuna getirir…
Örneğin , halkımız kurtuluş savaşı ile emperyalizme ve feodalizme karşı onurlu bir duruş sergilemiş , bu savaşı kazanarak çağdaş ve uygarlık ışıklı yolun rotasını çizmişti…
Kurtuluş savaşı ruhu ile Mustafa Kemal Atatürk çağdaş ve uygarlık yolunda gelişim sağlayacak, toplum da bir dizi devrimsel dönüşümler sağlamıştır. Ancak Atatürk’ün, çağdaş uygarlık yolunun daha da üstünde yükselmemizin rehberini vermesine rağmen yukarıda belirttiğim şekilde statükocu siyaset Cumhuriyetin kazanımlarını kemire kemire son sığınağını da tüyü yolunmuş kuşa çevirerek Cumhuriyet idaresini emperyalist işbirlikçileri kompradorların temsilcileri yeşil neo-liberal siyasete teslim etmişlerdir…
20.yy’ın aydınlanmasın da , emperyalizme ve feodalizme karşı halkın başarı ile verdiği onurlu mücadelesinin karşılığı bir halk devrimi olmasına rağmen ve bu devrimi demokratik gelişmeyle taçlandıracak olan devrimci sol siyaset olması gerekirken, komprador kapitalizme hizmet eden reformist statükocu sosyal demokrat siyaset durumunda halkın aydınlanmasına, devrimci gelişimine karşı bir barikat olmuştur …
Sosyal demokrat siyaset ülkemiz şartların da 20.yy siyasetine denk olması normal ama devrim sonrası ,emperyalist –kapitalist ülkeler de halkı, emekçiyi uyutan bir siyaset olması, aynı siyasetin güdümüne girmesini kolaylaştırmıştır…
Kurtuluş savaşının ruhuna uygun siyaset kesintisiz devrimci bir gelişim göstermiş olsaydı; ülke feodal sorunlar yumağında boğulmayacaktı , ülkenin bağımsız ve özgür gelişimi sağlam adımlarla devam edecekti…
Kapitalizmin sibop lastiği statükocu sosyal demokrat siyaset git gide sivil halk dayanağından uzaklaşarak asker kolluk güvencesi dayanağı sağlama gafleti içinde aydınların , gençlerin gelişen özgür iradeleri törpülene törpülene devrimci ruhları kemirilerek dinamiklerin yok edilmesi ülkeyi gericiliğin ve emperyalizmin güdümüne sokmuştur…
Bu yok edilişin kanıtları, 1950 yılında güçlü Sağ Demokrat Partinin iktidarı ile görülmüştür…
Ve;
Sağın 1950’de tam da 12’den vurması ile ,
27 mayıs1960 ‘da sosyal demokrat siyasetin askeri dayanağı da statükocu sosyal demokrat siyaseti kurtaramamış, tüm hayalleri yok etmiştir…
Statükocu sosyal demokrat siyasetin yakayı sağ siyasete kaptırması ile başlayan gelişmelerin bir olgusu olarak statükocu sosyal demokrat siyasetin iflasını , rahmetli Bülent Ecevit’in demokratik sol siyaseti de bir umut yaratmasına rağmen kurtaramamıştır…
Siyasette sadece dürüstlük yetmiyor…
Siyaset ; çağın aydınlığında, toplum bilim akılcılığında, tarihin tekerliğini ileri götüren dinamiklerin dayanağında, sınıfsal bilinç örgütlülüğünde yapılması durumunda demokrasi ve özgürlüklerin kazanılmasında çağdaş gelişmeler de kesintisiz başarı sağlar…
Çağının aydınlığından beslenemeyen siyaset çağdaş gelişme sağlayamaz, kemirgen durumuna düşmekten de kurtulamaz…
Ankara , 05.05.2013
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK