GÖZLEM

KEMİRGENLER
( SEVİMSİZ PARAZİTLER)
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
Kemirgenlerden fareleri tanımayan , görmeyen yoktur,herhalde…Bu kemirgenler: Bildiğiniz gibi çok çeşitleri olmasına rağmen belli başlılarından herkesin bildiği tarla fareleri, lağım fareleri , çalı fareleri, çatı fareleri ,ev fareleri …vs. gibi çeşitleri vardır.
Fareler çok kısa zaman da ergin hale gelip, çok hızlı kaçabilen ve kısa zamanda da çok üreyebilen hayvanlardır. Bir çift fare yılda 40 kadar yavru verir, fırsat verilirse birde kısa zamanda yavrularının ergin hale gelip üremeye başladıklarını bir düşünün ; bir yıldaki büyüyen nüfusunu hesap edebilen hesap uzmanı zor bulunur.
Farelerin genetik yapısı ile insanların genetik yapısı yüksek düzeyde benzerlik gösterir… Bu benzerliklerinden ve yüksek üreme kabiliyetinden dolayı kobay olarak yaygınca kullanılırlar.
Farelerin insanlar ile diğer ortak yanları ; aynı besinleri tükettiklerinden insanların besin kaynaklarına ortak olmalarıdır…Ayrıldıkları ortak olmayan yanları ise: İnsanlar üretirken farelerin parazitlik yapmalarıdır.
Fareler , insanların besin kaynaklarında parazitlik yaparken birde bit,pire ve kene gibi kan emici, kendilerinden çok çok küçük ayak takımı parazitleri aracıları ile kalleşlik yaparak, insanlara: Tifüs,veba,verem,şap,grip ,listeriosis ve fare ısırığı hastalığı bulaştırma ve genetik parazitliği alışkanlığı yapma gibi …Çeşitli hastalıklar bulaştırırlar…Ayrıca da normal zamanlarda insanlardan korkup kaçtıkları halde ,İnsanlar uyuduklarında veya aciz duruma düştüklerinde, bunu fırsat bilerek insanlara saldırıp insanları kemirebiliyorlar…insanları kemirdiklerinde salgıladıkları tükürük salgıları narkoz görevi yaptığından insanlar çoğu zaman farkına bile varmazlar…Bu ortak parazit dostların bu özelliklerini bilmekte her zaman yarar var.
Farelerin; bir diğer özellikleri eğitilebilir oluşlarıdır… Çoğu zaman insanların yatak odalarına bile ajan olarak girebilirler…
Ortak özellikleri kemirgen olan değişik tipteki fareler : İnsanların besin kaynaklarını aralarında bölüşmüşler,bu besin kaynaklarının sınırlarını da bir ortak konsesus sağlayarak belirlemiş olmalarına rağmen …Örneğin tarla farelerine tüm bir şehrin tarlaları,lağım farelerine tüm bir şehrin kanalizasyon şebekeleri,çatı farelerine tüm bir şehrin yapılarının çatı katları,ev farelerine tüm bir şehrin evlerinin kileri,mutfağı vs gibi. .. Çoğu zamanları ayrılmış bu sınırlarda da ihlaller olabiliyor… Ve bu yüzden kendi aralarında amansız paylaşım savaşları da yaşanabiliyor…
Şöyle ki; bu ihlaller:
Küresel ısınma olduğu dönemlerde : Doymak bilmeyen tarla farelerine tüm bir şehrin tarlaları yeterli gelmiyor,bu yüzden bu fareler güclerinin yetebildiği diğer farelerin sınırlarında ihlaller yapabiliyorlar … insanların beslenme kaynaklarında yetersizlik olduğunda kanalizasyon şebekelerinde lağımlarda azalma olabiliyor…Bu durumlarda tüm bir şehrin kanalizasyon şebekesindeki lağımlar; lağım farelerini doyurmuyorsa!... Lağım fareleri mecburen insanların yatak odasına kadar girebiliyorlar … Bu zaman ne oluyor… Bu durumda da ev farelerinin sınırları ihlal edilmiş oluyor…Ve zavallı…biraz da kanaatkar olan ve köşe bucakta ne bulabiliyorlarsa onunla yetinebilen , o ürkek ev fareleri böylece nasipsiz duruma düşmüş olabiliyorlar.
Biliyorsunuz fareler en çok kedilerden korkarlar. Kediler de bir çok cinste olabiliyor…Bildiğiniz kendi evlerimizde de ehlileştirip beslediğimiz, çok sevimli , insanlara çok yakın ama her zaman da sadık olmayan yaratıklardır ... kediler …Bazen bir tarafına hafif bastığın zaman tırmıklayabiliyorlar …Bu tırmıklamadan insanlara:kedi tırmığı hastalığı,kuduz gibi … çeşitli deri ve enfeksiyon hastlıkları bulaştırabiliyorlar ve bazen de sahibini terk edip gidebilirler…Onun için bunlara sadakatlikleri yanında ‘ vefasız ‘ olabilme durumunu gösterebilen yaratıklar da deniyor çoğu zaman … Hele bir de bunların beş katı büyüklüğünde yabani kediler var ki, bunlara da VAŞAK deniyor… Bunların da çeşitleri vardır: Amerikan Vaşağı ,İspanyol Vaşağı,Avrasya Vaşağı, Tibet Vaşağ, Y erli Vaşağı …vs. gibi.
Bu kediler de fareler olmadan yaşayamazlar … Hele Vaşaklar …Avlanırken tek tek avlanmazlar…Vaşaklar topluca birlikte saldırarak avlanırlar… Vaşakların kan içicileri fareler aynı sülük gibi,tüm insanların kaynaklarını emerler,palazlanırlar sonra vaşaklar topluca saldırıyorlar,bu saldırılarda, tüm ekin alanları tahribata uğrar ve bir daha oralarda çok uzun süre tahıl gibi hiçbir ekim yapılamaz durumuna gelir.. .
21. yy’ da sanki ev kedileri evrim geçirmiş, farelerle kardeş kardeş bölüşüyorlar…Evcil kediler artık farelere saldırmıyor…
Peki bu farelerden , vaşak ve türevlerinden kurtuluş yok mu?... Elbette var…Eğer farelerden kurtuluş olursa Vaşaklardan ve türevlerinden de kurtuluş olacak ….O zaman tarlalar kurtulacak ,kiler ve yatak odaları ajan farelerden kurtulup insanlar huzura kavuşacaklardır…
Fareler çok hızlı koşabildikleri ve genetik kemirme alışkanlıklarından da bir çok hastalık etkenlerini bulaştırma tehlikesi yüksek olduğundan, bunları tek tek elle yakalamak hem tehlikeli hemde imkansızdır...
Farelerle diğer bir mücadele yöntemi olarak : Fare kapanları ile yakalamaktır ki, böyle bir mücadelede de , farelerin çok üreme yeteneğinde olmalarından dolayı milyonlarca kapan kullanmak gerekiyor ki; bu da çok pahalıya mal olabildiği için , bu yöntemle de başarılı olmak imkansız gibi…
Farelerle en etkin mücadele yöntemi : Bu da farelerin kendi sınırladıkları alanlarda etkin mücadele şeklidir…Örneğin lağım fareleriyle baş edebilmek için tüm kanalizasyon şebekelerinde geçiş için hiçbir açıklık bırakmamak ,o şebeke içine onları hapsetmektir.
Tarla fareleri ile en etkin mücadele şekli ilaçla mücadeledir… Ama zamanlamasını çok iyi yapmak lazım… Eğer ,tarlaya tohum ekili iken ve doğa yeşil iken mücadele etmek istenirse mümkün değildir. Çünkü farelerin, tarlaya ekimi yapılan tohum ve yeşilliklerden beslenme durumları iyi olduğundan ilaçlı yem yeme ihtiyaçları olmaz ve bu şekilde de mücadelede de başarılı olunmaz… En iyi ilaçla mücadele zamanı : Geç sonbahar veya erken ilkbahar aylarında tarlaya tohum ekimi yapılmadan ve ekin alanlarında yeşillenme olmadan önce yapılmalıdır.
Bir zamanları : Şahinlerin,Kartalların ve Kara yılanların çok ve güçlü olduğu ve kedilerin evrimleşmeden önceki aslan gibi olduğu dönemlerde fareler o kadar etkin olamıyorlardı…
Bakın o günleri; Usta Ozanımız Nazım Hikmet RAN,nasıl betimlemiş:
Karayılan Hikayesi (Antep Destanı)
Yıl 1918-1919
Ve
Karayılan Hikâyesi
Ateşi ve ihaneti gördük
ve yanan gözlerimizle durduk
bu dünyanın üzerinde.
İstanbul 918 Teşrinlerinde,
İzmir 919 Mayısında
ve Manisa, Menemen, Aydın, Akhisar;
Mayıs ortalarından
Haziran ortalarına kadar
yani tütün kırma mevsimi,
yani, arpalar biçilip
buğdaya başlanırken
yuvarlandılar.
Adana,
Antep,
Urfa,
Maraş:
düşmüş dövüşüyordu...
Ateşi ve ihaneti gördük,
Ve kanlı bankerler pazarında
Memleketi Alman’a satanlar,
Yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar
düştüler can kaygusuna
ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından
karanlığa karışarak basıp gittiler.
Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet,
en azılı düvellerle dövüşüyordu fakat,
dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat,
iki kat soyulmamak için.
Ateşi ve ihaneti gördük,
Murat nehri, Canik dağları ve Fırat,
Yeşilırmak, Kızılırmak,
Gültepe, Tilbeşar ovası,
gördü uzun dişli İngiliz’i.
Ve Aksu’yla Köpsu,
Karagöl’le Söğüt gölü
ve gümüş basamaklı türbesinde yatan
büyük, aşık ölü,
şapkası horoz tüylü İtalyan’ı gördü.
Ve Çukurova,
kıyasıya düzlük,
uçurumlar, yamaçlar, dağlar kıyasıya
ve Seyhan ve Ceyhan
ve kara gözlü Yürük kızı,
gördü mavi üniformalı Fransız’ı.
Ve devam ettik ateşi ve ihaneti görmekte.
Eşraf ve ayan ve mütehayyizanın çoğu
ve ağalar:
Bağdasar ağadan
Kellesi Büyük Mehmet Ağaya kadar,
düşmanla birlik oldular.
Ve inekleri, koyunları, keçileri sürüp, götürüp,
gelinlerin ırzına geçip,
çocukları öldürüp
ve istiklali yakıp yıktıkça düşman,
dağa çıktı mavzerini, nacağını, çiftesini kapan
ve çığ gibi çoğaldı çeteler
ve köylülerden paşalar görüldü,
kara donlu köylülerden.
Ve bizim tarafa geçenler oldu
Tunuslu ve Hindli kölelerden.
Ve Türkistanlı Hacı Ahmet,
Kısık gözleri,
seyrek sakalı,
hafif makineli tüfeğiyle
dağlarda bir başına dolaştı.
Ve sabahleyin ve öğle sıcağında ve akşam üstü
Ve ayışığında ve yıldız alacasında geceleyin,
ne zaman sıkışsa bizimkiler,
peyda oluverdi, yerden biter gibi o
ve ateş etti
ve düşmanı dağıttı
ve kayboldu dağlarda yine.
Ateşi ve ihaneti gördük,
Dayandık,
dayandık her yanda,
dayandık İzmir’de Aydın’da,
Adana’da dayandık,
dayandık Urfa’da, Maraş’ta, Antep’te.
Antep’liler silahşor olur,
uçan turnayı gözünden
kaçan tavşanı art ayağından vururlar
ve Arap kısrağının üstünde
taze yeşil selvi gibi ince uzun dururlar.
Antep sıcak,
Antep çetin yerdir.
Antep’liler silahşor olur,
Antep’liler yiğit kişilerdir.
Karayılan
Karayılan olmazdan önce
Antep köylüklerinde ırgattı,
Belki rahatsızdı, belki rahattı,
bunu düşünmeye vakit bırakmıyordular,
yaşıyordu bir tarla sıçanı gibi
ve korkaktı bir tarla sıçanı kadar.
Yiğitlik atla, silahla olur,
Onun atı, silahı, toprağı yoktu.
Boynu yine böyle çöp gibi ince
Ve böyle kocaman kafalıydı
Karayılan
Karayılan olmazdan önce.
Düşman Antep’e girince
Antepliler onu
Korkusunu saklayan
Bir fıstık ağacından
alıp indirdiler.
Altına bir at çekip
eline bir mavzer
verdiler.
Antep çetin yerdir.
Kırmızı kayalarda
Yeşil kertenkeleler.
Sıcak bulutlar dolaşır havada
İleri geri.
Düşman tutmuştu tepeleri,
düşmanın topu vardı.
Antepliler düz ovada
Sıkışmışlardı
Düşman şarapnel döküyordu,
toprağı kökünden söküyordu.
Düşman tutmuştu tepeleri.
Akan: Antep’in kanıydı.
Düz ovada bir gül fidanıydı
Karayılan’ın
Karayılan olmazdan önceki siperi..
Bu fidan öyle küçük,
Korkusu ve kafası öyle büyüktü ki onun,
namluya tek fişek sürmeden
yatıyordu yüzükoyun.
Antep sıcak,
Antep çetin yerdir.
Antep’liler silahşor olur.
Antepliler yiğit kişilerdir.
Fakat düşmanın topu vardı.
Ve ne çare, kader
düz ovayı Antepliler
düşmana bırakacaklardı.
“Karayılan” olmazdan önce
umrunda değildi Karayılan’ın
kıyamete dek düşmana verseler Antep’i
Çünkü onu düşünmeğe alıştırmadılar.
Yaşadı toprakta bir tarla sıçanı gibi,
korkaktı da bir tarla sıçanı kadar.
Siperi bir gül fidanıydı onun,
gül fidanı dibinde yatıyordu ki yüzü koyun
ak bir taşın ardından
kara bir yılan
çıkardı kafasını.
Derisi ışıl ışıl,
gözleri ateşten al,
dili çataldı.
Birden bir kurşun gelip
kafasını aldı.
Hayvan devrildi kaldı.
Karayılan
Karayılan olmazdan önce
kara yılanın encamını görünce
haykırdı avaz avaz
ömrünün ilk düşüncesini:
“İbret al deli gönlüm,
demir sandıkta saklansan bulur seni,
ak taş ardında kara yılanı bulan ölüm.”
Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
Bir tarla sıçanı kadar korkak olan,
fırlayıp atlayınca ileri
bir dehşet aldı Anteplileri,
seğirttiler peşince,
Düşmanı tepelerde yediler.
Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp
Bir tarla sıçanı kadar korkak olana:
KARAYILAN dediler.
“Karayılan der ki: Harbe oturak,
Kilis yollarından kelle getirek,
nerde düşman varsa orda bitirek,
vurun ha yiğitler namus günüdür...”
Ve biz bunu böylece duyduk
ve çetesinin başında yıllarca namı yürüyen
Karayılan’ı
ve Anteplileri
ve Antep’i
aynen duyup işittiğimiz gibi
destanımızın birinci babına koyduk.
|
.
|
Nazım Hikmet Ran
|
|
|
|
|
|
|
Tarla faresi mücadelesinde başarılı olunursa ; tarlalar huzura kavuşacak bol bereketli bir verim sağlanmış olunacak ve hem kedilere ihtiyaç kalmayacak hem de vaşak korkusu yaşanmayacaktır.
Veteriner Hekim Nurettin ÖZTÜRK
vetheknurettinozturk@hotmail.com
NOT:BU YAZININ YAYIMLANDIĞI GAZETE VE SİTELER
1-KARS ÖLÇEK GAZETESİ,05.03.2011,YIL:19.SAYI:4716,
SİTE:04.03.2011
http://www.haberolcek.com/makale/539/kemirgenler-(--sevimsiz---parazitler).aspx
2-KAĞIZMAN GÖZLEM GAZETESİ:
SİTE;04.03.2011
http://www.kagizmangozlem.com/haber_detay.asp?haberID=387
3-KAĞIZMAN FM :07.03.2011
http://www.kagizmanfm.com/index.php?sayfa=yazardetay&id=13
4-FACEBOOK.04.03.2011
http://www.facebook.com/note.php?saved&¬e_id=10150108758622976
5-SİYASAL BİRİKİM İSTANBULUN SESİ:08.05.2012
http://www.siyasalbirikim-ist.com/haberdetay.asp?bolum=3602&uyeid=26
6-KARS MANŞET:08.05.2012
http://www.karsmanset.com/yazi/kemirgenler-sevimsiz-parazitler-248.htm
7-KAĞIZMAN FM:09.05.2012
http://www.kagizmanfm.com/yazaruyeyazi/100
8-TWİTTER:08.05.2012
https://twitter.com/#!/vetheknurettin

http://www.youtube.com/watch?v=2qLp6ll2QzM
